17 Temmuz 2012 Salı

Boşanmış bir erkeğin Kezban'lar ile imtihanı... Bölüm (1)


Boşanmak; erkek yada kadın fark etmez çok yıkıcı bir olay. İki tarafta isteyerek boşansa da, çok iç açıcı bir şey değil. Tabii ki burada ki konumuz bu değil, boşanmış bir erkeğin yurdum Kezban'ları ile olan imtihanı. Yani benim :)

Yaklaşık bir yıl önce boşandım. O psikolojik buhran ve sıkıntı ile kendimi arkadaşlık sitelerinde bulu verdim. O güne kadar bu tür sitelerle işi olmayan bir adamdım, evden işe işten eve kendi halinde yaşayan bir adam. On yıllık bir birliktelikten sonra, bir anda binlerce kadın karşında. Eğitimlisi, kültürlüsü, kilolusu, zayıfı, güzeli, çirkini ve "Kezban" ı :) Benim bu Kezbanlardan haberim yok tabii, belki tekrar severim, aşık olurum diye bir umut var içimde.

Neyse başladık mesajlaşmalar, beğenmeler falan. Bir taraftan seçici olmak zorundayım, risk alamam çocuğum var. Ben atıyorum mesajımı bekliyorum cevap, ne bileyim buralarda işler böyle yürümüyormuş :). Bunu da arkadaşın biri sahte bir bayan hesabı açınca anladık, yurdum Kamil'i fotoğrafsız sadece temel bilgileri olan bir profile bile mesajlar yağdırmaya başladı. "Ulan" dedim biz mesajı atıp mantara bağlıyor muşuz, mübarekler saniyede üç mesaj atıyor, üstüne beğenip favorilerine ekleyip birde hediye yolluyor. İşte o an uyandım ben, "Aga olay başkaymış" dedim.  Aslında bu uyanış, uyandım sanmakmış, ne bileyim ilerde başıma açacağı dertleri :) Başladım  bende yardırmaya, beğendiğim profilleri mesaj yağmuruna tutmaya. Ha bir şey daha  öğrendim, arkadaş benim içimde nasıl gizli bir şair varmış öyle :) kendi kendime şaştım.

Gel git mesaj falan derken, cevaplar gelmeye başladı. Allah'ım yarabbim nasıl cevaplar. Ne de olsa bayandır naz olacak tabii biraz dedim. Sonra ilk randevumuzu aldık bir bayandan, e yaşta var biraz, alışmamışız görmemişiz lap diye hazırlıksız gitmeyi ilk buluşmaya. Giyindik, evden çık çiçekçiye uğra falan, vardık buluşma noktasına, zira vaktimiz kısıtlı öğle yemeği arası. Uzaktan bir göz göze geldik, ulan dedim bu mu acaba? fotoğraftan en az bir on kilo fazlası var, harbiden oymuş (Bu konuya ileri ki yazılarda geniş yer ayıracağım :) ). Neyse aga oturduk bir kafeye sohbet muhabbet, son derece sıcak tavırlar falan. "Vay be" dedim, hiç inanmazdım netten böyle şeyler olacağına. Güzel başlamıştı, sonucuna gelince ise tam bir hüsrandı. Geçmiş doğum günü için hediye aldırmalar, maddi destek isteme ve yalan üstüne yalanlar. En sonunda da "sorun sende değil bende" klişesi ile ayrılma.


On beş günlük ilişkinin sonucu manevi zarar oldu, manevi sıkıntısı o kadar oldu ki maddi sıkıntıyı yazma gereği duymadım. Çok fazla detaya girmedim, sebebi ne yapmış olurlarsa olsunlar, kimse hakkında detaylı bilgi verip onları fişlemek istememem. Sadece ana fikri vermektir amacım. Emin olun ki aradığınız aşkı bu tür sitelerde bulma şansınız çok zayıf. Aralarında çok iyi insanlar çıkmadı mı? nadir. Onlardan da bahsedeceğim elbette bir sonraki yazılarımda. Vel hasıl kelam dostlar, kanmayın, kandırılmayın. Kezbanlıklarını çok iyi kamufle edebiliyorlar, hatta içlerinde bir kaç üniversite bitirmişleri bile var. Ve siz  her şeyi anladığınızda artık çok geç oluyor.