26 Temmuz 2012 Perşembe

Yol veren ince imparatorluk efendisi...


Konuma sokuo olmayın...


Acemi aşığın kezbanla imtihanı!

Her Türk erkeğinin başına gelen mevzuları fazlasıyla yaşamış biri olarak içimdekileri dökeyim, kezbanlara olan nefretimi kusayım istedim. İlişkimin bitmesinin ardından 4-5 ay geçmiş olduktan sonra. Ekşide okuduklarım sayesinde bu derdin sadece benim başımda olmadığımı anladım, içim bir nebze de olsa rahat etti denebilir. Şimdi olayların akışı içinde kezban hunterlığı yapalım bakalım.

 İçinde bulunulan durum ve koşullar: Kezban ile bir akraba tarafından zorla tanıştırılacaktır. Bu sebeple kezbanın kezban olduğu bilinmez. Referansı sağlam olduğu için güvenilir. Bunun yanı sıra 20li yaşlarının başlarında henüz adam gibi bir ilişki yaşamamış. İnternet ile kafayı yediği için asosyal modda takılan bendeniz hem çekinmekte, hem istemem yan cebime koy diyerek bir kız arkadaşa sahip olma hevesiyle yanıp tutuşmaktaydım.

Olaylar: İlişkiye başladığımız ilk 1-2 buluşmadan hemen sonra telefondan EVLİLİK için tarih bakmaya başlayan kişi kezbanın ta en önde gidenidir, bayrak taşıyanıdır ama anlayana. O an ilişki heyecanı içinde bakar kör şeklinde aşık olan bendeniz, nasıl olsa olmaz, şakadır, yarın ne olacağı belli değil gibi fikirler içinde olan er kişi pek takmaz. İleride başını yakacaktır bu rahatlığı, tecrübesizliği.

Er kişi bir dönem kız arkadaşını tanıma, baş başa vakit geçirme, çiçek böcek muhabbetleri yapma peşindedir. Kezban ise arkadaşlarını, kuzenlerini size tanıştırıp ileride hadi evlenmiyor musunuz? Söz, nişan yok mu? Baskısı kurmak için alt yapı çalışmaları yapmaktadır. Ve bir süre sonra henüz ilişkinin çok çok başı olmasına rağmen psikolojik savaşı başlatmıştır. Kezban kişisi eski nişanlı, aile, kıl yün yumak işlerini birbirine düğümleyip "beni istemeye gelecekler", "annem sözlenin yada ayrılın diyor" diye, er kişiyi ketenpereye getirmeye çalışmakta, başarılı da olmakta. Er kişi gözyaşlarını sicim gibi akıtmakta, ne yapsam ne etsem diye düşünmekten iştahtan kesilmiş, 1-2 ay içinde 8-10 kilo verip verem hastalarına dönmüştür.

Er kişi ilişkinin hiç bir evresini arkadaşlarına anlatmaz, özel kalması konusunda hassas davranır. Geçmişteki başarısız girişimler sebep bendenizin arkadaşları, kızın daha elini tuttuğundan bile şüphe duyarken. Kezban bütün arkadaşlarına, (ki bu kişiler de profesyonel kezbandır) anlatmakta, ilişkinin yol haritası kapalı kapılar ardında onlarla birlikte çizmektedir.

Eski nişanlıya inat olsun diye bir an evvel sözlenelim diye tutturan kezban sebep er kişi aileyi karşısına alma derecesine gelmiş. Aileden bu ne acele oğlum vetosu yemiştir. Kezban kişisi bu durum karşısında yalanın dolanın dozunu arttırmış. Babam beni evden kovdu, komşuda kaldım, ertesi gün arkadaşımda kaldım, onun ertesi günü kuzenimde kaldım diye yalanını devam ettirmekte. Yalanlarını yüzüne vurunca daha çetrefilli daha çelişkili yalanlar yalanlar söylemekte. Bu yalanlar farkedildikçe sevdicekten soğunur, gözlere inen perdeler hafif hafif kalkar.

İlişki bendeniz için bitmesine biter ama alışkanlık, sevgi, bağlılık bir kaç ay devam eder. Acaba gerçekten beni seviyor muydu? Sevdiği için bir an önce sözlenmek mi istiyordu? gibi sorular içten içe kemirir durur. Taa ki kezban koşa koşa başka kollara sarılıp, nişanlanıcam triplerine girinceye kadar. Bunun haricinde cinsellik, giyim kuşam, futbol, konuşma tarzı, davranış şekillerine girmiyorum bile bir çoğu zaten  http://kezbanhunter.blogspot.com/p/kezbana-giris-101.html adresinden okunabilir....

24 Temmuz 2012 Salı

Yazar Alımı

Merhaba Sevgili Dostlar,

Son günlerde işlerimin yoğunluğundan dolayı pek ava çıkamıyorum, fikir ve kezban paylaşmak isteyen arkadaşların kezbanhunter@gmail.com adresine mail atması ve hangi mail adresi ile yazar olmak istediğini belirtmesi yeterlidir. Toplam 20 davetiye göndereceğim.

kezbansız günler dilerim.

Saygılarımla
kezbanhunter

17 Temmuz 2012 Salı

Boşanmış bir erkeğin Kezban'lar ile imtihanı... Bölüm (1)


Boşanmak; erkek yada kadın fark etmez çok yıkıcı bir olay. İki tarafta isteyerek boşansa da, çok iç açıcı bir şey değil. Tabii ki burada ki konumuz bu değil, boşanmış bir erkeğin yurdum Kezban'ları ile olan imtihanı. Yani benim :)

Yaklaşık bir yıl önce boşandım. O psikolojik buhran ve sıkıntı ile kendimi arkadaşlık sitelerinde bulu verdim. O güne kadar bu tür sitelerle işi olmayan bir adamdım, evden işe işten eve kendi halinde yaşayan bir adam. On yıllık bir birliktelikten sonra, bir anda binlerce kadın karşında. Eğitimlisi, kültürlüsü, kilolusu, zayıfı, güzeli, çirkini ve "Kezban" ı :) Benim bu Kezbanlardan haberim yok tabii, belki tekrar severim, aşık olurum diye bir umut var içimde.

Neyse başladık mesajlaşmalar, beğenmeler falan. Bir taraftan seçici olmak zorundayım, risk alamam çocuğum var. Ben atıyorum mesajımı bekliyorum cevap, ne bileyim buralarda işler böyle yürümüyormuş :). Bunu da arkadaşın biri sahte bir bayan hesabı açınca anladık, yurdum Kamil'i fotoğrafsız sadece temel bilgileri olan bir profile bile mesajlar yağdırmaya başladı. "Ulan" dedim biz mesajı atıp mantara bağlıyor muşuz, mübarekler saniyede üç mesaj atıyor, üstüne beğenip favorilerine ekleyip birde hediye yolluyor. İşte o an uyandım ben, "Aga olay başkaymış" dedim.  Aslında bu uyanış, uyandım sanmakmış, ne bileyim ilerde başıma açacağı dertleri :) Başladım  bende yardırmaya, beğendiğim profilleri mesaj yağmuruna tutmaya. Ha bir şey daha  öğrendim, arkadaş benim içimde nasıl gizli bir şair varmış öyle :) kendi kendime şaştım.

Gel git mesaj falan derken, cevaplar gelmeye başladı. Allah'ım yarabbim nasıl cevaplar. Ne de olsa bayandır naz olacak tabii biraz dedim. Sonra ilk randevumuzu aldık bir bayandan, e yaşta var biraz, alışmamışız görmemişiz lap diye hazırlıksız gitmeyi ilk buluşmaya. Giyindik, evden çık çiçekçiye uğra falan, vardık buluşma noktasına, zira vaktimiz kısıtlı öğle yemeği arası. Uzaktan bir göz göze geldik, ulan dedim bu mu acaba? fotoğraftan en az bir on kilo fazlası var, harbiden oymuş (Bu konuya ileri ki yazılarda geniş yer ayıracağım :) ). Neyse aga oturduk bir kafeye sohbet muhabbet, son derece sıcak tavırlar falan. "Vay be" dedim, hiç inanmazdım netten böyle şeyler olacağına. Güzel başlamıştı, sonucuna gelince ise tam bir hüsrandı. Geçmiş doğum günü için hediye aldırmalar, maddi destek isteme ve yalan üstüne yalanlar. En sonunda da "sorun sende değil bende" klişesi ile ayrılma.


On beş günlük ilişkinin sonucu manevi zarar oldu, manevi sıkıntısı o kadar oldu ki maddi sıkıntıyı yazma gereği duymadım. Çok fazla detaya girmedim, sebebi ne yapmış olurlarsa olsunlar, kimse hakkında detaylı bilgi verip onları fişlemek istememem. Sadece ana fikri vermektir amacım. Emin olun ki aradığınız aşkı bu tür sitelerde bulma şansınız çok zayıf. Aralarında çok iyi insanlar çıkmadı mı? nadir. Onlardan da bahsedeceğim elbette bir sonraki yazılarımda. Vel hasıl kelam dostlar, kanmayın, kandırılmayın. Kezbanlıklarını çok iyi kamufle edebiliyorlar, hatta içlerinde bir kaç üniversite bitirmişleri bile var. Ve siz  her şeyi anladığınızda artık çok geç oluyor.

10 Temmuz 2012 Salı

muhteşemim



türk kızı



Bu profil Türk kızlarını ve kezbanları birbirinden ayırmak için güzel bir örnektir.


Bir önceki profil (daha ne isteyebilirim ki)
ile arasındaki 7 farkı bulunuz.





24 Haziran 2012 Pazar

temiz kız?

Sizlerden Gelen Paylaşımlar

Gönderen : Hilal



Suriye sorunu çözüldü

Evet sevgili dostlar,
Kayıtlı 17.894 kezbana otomatik mesaj gönderdim, onlara
"Suriye erkeklerinin çok zengin ve kariyer sahibi olduklarını, sevgililerini taşıyabildiklerini, 1 dediğini 2 etmediğini, adeta tasmalı köpek gibi" olduklarını anlatan uzun bir mesaj attım ve yarın sabah Suriye'ye tur düzenleyeceğimizi belirttim.

Şu ana kadar gelen kezban sayısı 1.416
bir nevi biyolojik silah
Hepsini Suriye'ye götürüp orada bırakıp kaçacağım
3 ay içinde Suriye bitti beyler, tarihe not düşün.
Gazamız mübarek ola



parası için sevmek neden anormal?



kodu mu oturtacak



lavbalii



22 Haziran 2012 Cuma

asabi

Sizlerden Gelen Paylaşımlar




ilişki ve maddiyat


İlişki nedir? maddiyat hırsı nedir? Bloğu açtığımdan beri bu konular üzerine bir çok eleştiri, hakaret ve küfürlü mailler aldım. Bu mailleri atanları az çok tahmin edebiliyorsunuz.

Kezbanların birinci öncelliği "kimisi açık açık belirtirken kimisi üstü kapalı ima etse de" maddiyat hırsıdır. Bunu, evleneceği erkek için istemedikleri gün gibi ortadadır, yani "sevgilim paran var doya doya harca, beni boşver" diyen bir kezban yeryüzünde yoktur. Önce bu bilinmelidir.

İçten pazarlıklı, kurnaz ve ikiyüzlü kezbanlar, kamiller ile evlendiğinde hayatlarında, maddiyat hırsı, açgözlülük ve hilekarlık genelde eksik olmaz.

Maddiyat hırsı asla kalıcı bir doyumu bulamaz, aslında maddiyat temelli bir evlilik tiyatrosunda  asıl siki tutan kamillerdir. Uyanık kezban, sigorta kapsamında bir de çocuk dünyaya getirdiğinde iş işten, can tenden çoktan geçmiş olur. Kamiller, para ve mallarını sunarak kezbanı satın almıştır, peki ilişkinin sürekliliği ne olacak? Söyleyeyim, it gibi daha çok para kazanmak için çalışacak ve kezbanın bitmek tükenmek bilmeyen maddi hırslarını karşılayacaksınız, ola ki karşılayamadınız? İşte o zaman "anamın evinde elim sıcak sudan soğuk suya girmiyordu, hayatım ne hale geldi, mutlu değilim, millet tatil yapıyor avrupa geziyor, fakirsin, eziksin, bi boku beceremedin" laflarını YUTARSIN!

Neden mi? Çünkü maddi kudretini sundun ve o aldı! Olay bu kadar basit..

İlişki ve maddi hırs, bu ikisi nasıl bir araya gelebilir?

Birisi çok acımasız, hırslı, açgözlü, çıkarcı ve en önemlisi işin içine para girmiş. Diğeri ise, çok farklı bir süreç, sevgi, saygı, esneklik, uyum, kendini yadsıma, mutlu yaşamak var. En önemlisi, insani değerler ve kendini silen bir şevkat var, egemenlikten ve sahiplikten kendini arındırmış bir tutum var. Bu ikisi nasıl bir araya gelebilir?









   

   

Paylaşımlar

Sizlerden Gelen Paylaşımlar


Gönderen : Hilal

Kocasının sözünü dinleyen...